Gizemli Kutu


Gizemli kutu nedir?



Finlandiya’nın Yeni Doğan Bebekler İçin Verdiği Kutunun Gizemi
75 yıldır Finlandiya hükümeti, hamile kadınlara bir kutu veriyor. Bu kutu giysiler, battaniyeler, oyuncaklar ve gerekli çeşitli malzemelerden oluşuyor.

Kutu aynı zamanda yatak olarak da kullanılabiliyor. Kimilerine göre bu kutu dünyanın en düşük bebek ölüm oranına sahip Finlandiya’nın bu ünvanı kazanmasına yardım etmiş.

Bu gelenek 1930’lara kadar dayanıyor ve asıl amacı Fin çocuklarına ailelerinin geliri, sınıfı ne olursa olsun “eşit” bir başlangıç sağlamak.

Annelik ya da bebek paketi olarak adlandırılan bu kutular devletin tüm hamile kadınlara hediyesi.

Kutuda montlar, uyku tulumu, sokak giysileri, banyo aksesuarları, bir kaç bez, yatak alezi ve küçük bir uyku minderi var.

Kutunun dibindeki minder ile beraber kutu bebeğin ilk yatağı oluyor. Tüm sınıflardan binlerce çocuk ilk gecelerini dört karton duvardan oluşan bu kutu-yatakta geçiriyor.

Annelerin kutuyu ya da belli bir miktar parayı seçme hakları var. Bu miktar 140 euro kadar. Ancak anne adaylarının %95’i kutuyu seçiyor.

Bu gelenek 1938 yılında başlamış ancak o zamanlar sadece düşük gelirli aileler için kullanılıyormuş.

Daha sonra 1949 yılında Finlandiya devleti hangi sınıftan olursa olsun herkese bu kutuları sağlamaya başlamış.

Kutu anneye daha anneliğin ilk günlerinde ihtiyacı olarak her şeyi sağladığı gibi, bilgilendirme kitapçığı ile de gelecekte karşılaşacağı durumlar için onu hazırlıyor.

Aynı zamanda giysiler kız-erkek çocuk arasında değiştirilebilir olsun diye “cinsiyet ayrımı gözetmeyen renklerden” seçilmiş.

Ancak 1940’larda kutudaki giysiler kumaş halindeymiş, çünkü o zaman anneler daha çok evde giysi dikerlermiş.

Kutuya biberon veya mama kabı anneleri emzirmeye teşvik etmek için konulmuyor.

Aynı zamanda kutuda çocuğun ilerde okumuş, kültürlü bir birey olmasını teşvik etmek ve devlet desteğini sembolize etmek için bir kitap bulunuyor.

Kutunun asıl amacı da çocuklara ve ailelere “eşitlik” anlayışını aşılamak ve en azından bir gece bile olsa zengin ve fakirin aynı şartlar altında yaşamasını sağlamak...
Devamını Oku

Evliliklerde İletişimsizlik

Sessiz işgence nedir?

Sizce haklı mı?
Sadece şiddet fiziki olan mı?
Bu daha ağır olanı...
Psikolojik şiddet!
Bence kadın haklı ...
Sesizlik" ilgisizlik " demektir ,
Böyle sesiz bir şekilde konuşmadan bir evlik gider mi?
Evlilik o zaman nedir ki?
İki kişi derdini , sıkıntısını, sevincini, üzüntüsünü paylaşmaktır evlilik...
Fikir alışverişidir evlilik..
Bir gemiyi beraber kullanmaktır...
Yani bir hayatı iki insanın paylaşmasıdır evlilik...
Eşlerden biri sürekli sesiz ve iletişimsiz duruyorsa eğer; zaten orda evlilik bitmiştir sadece zorunlu bir birliktelik vardır...
Konuşmak değer vermektir...
Eşini değersiz gören insanın yanında kalmak da anlamsızdır zaten...
👉🏼Sevgi=ilgidir... Evlilik aynı hayatı birlikde paylaşmaktır...
Eşinin ayrı senin ayrı dünya olmaz, olamazda...
Olsa da tabi ki bunun adı "işgence" sadece...
Birde -" bu benim hayatım sen hayatıma karışma" diyen eşler de var ...
Şunu bilki; evliysen eğer; "EŞİNİN AYRI, SENİN AYRI" bir hayatın olmaz...
Evlilik iki kişinin  beraber bir ortak bir hayatı paylaşmasıdır...
.

@bilgili__anne 
Devamını Oku

TÜL PERDE TEMİZLİĞİ


Tül perdelerimiz Nasıl Bembeyaz olur?


Tül perdelerimizin yeni alınmış gibi bembeyaz ve parlak olmasını istiyorsanız bazı püf noktalara uymanız lazım.

Bunlar nelerdir derseniz ? 

Aşağıda maddeler halinde  sıralayacağım kurallara uymanız lazım.

1-Yüksek sıcaklık da yıkamayınız.

Yüksek sıcakda yıkarsanız hem tül perdeniz sararır, hem de yıpranır.Perdelerinizi yıkarken derecenin 30-40 dereceden fazla olmaması lazım.

2-Karbonat veya kabartma tozu 

Tül erdelerinizi yıkarken ana deterjan gözüne deterjanla beraber bir paket karbonat eklemeniz beyazlatmak için faydalı olacaktır.

3-Toz Şeker

Makinanın içine bir kaşık toz şeker eklerseniz tül perdeleriniz daha beyaz, daha parlak ve kolalanmış bir şekilde yıkanır.

4-Beyaz Sabun Rendesi

Tül perdelerinizi yıkarken deterjan yerine beyaz sabun rendesi kullanırsanız sararmış tül perdenizin beyazlamasını sağlarsınız.

Yukarıda maddeler halinde anlattığım kurallara uyarsanız tül perdeleriniz hem daha temiz ve hem de ışıl ışıl olacaktır.

 Özetle; Kirlenmiş ve sararmış tül perdelerinizi  çamaşır makinanızın içine yerleştirin ana deterjan gözüne bir çay bardağı rendelenmiş beyaz  sabunu, bir paket karbonatı ve bir kaşık toz şekeri ekleyin.

Makinanızın sıcaklık ayarını 40 dereceyi geçmeyecek şekilde sentetik yıkama programına ayarlayın.

Tül perdeleriniz yıpranmasın diye sıkma derecenizi de en düşük dereceye ayarladıkdan sonra makinanızı çalıştırın.

Tül perdeleriniz eskisinden daha beyaz ve ışıl ışıl kolalı bir şekilde makinanızdan çıkacaktır.

Bekletmedan hemen perdelerinizi asın.

Perdelerinizi astıkdan sonra sizde sonuca hayran kalacaksınız.













Devamını Oku

Çocuğun Okula Alışma Süreci

Çocuğumun okula uyum sağlaması için ne yapmalıyım?



UYUM İÇİN ZAMAN TANIYIN

Çocukların birkaç hafta içinde okula uyum sağlamalarının beklendiği söyleyen Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, ebeveynlerin, çocuğunu okula bırakırken kaygılı olması ya da evde çocukları ile kaliteli vakit geçirmemesi gibi etmenlerin çocuğun okula uyum sürecini zorlaştırabileceğini ve bu sürenin uzamasına neden olabileceğini belirtti.


Çocuğum Okula Neden Uyum Sağlayamıyor?

AİLELER OKULA UYUM SÜRECİNİ GECİKTİRİYOR

Uzm. Psikolog Saygılı şunları söyledi, "Ebeveynlerin okuma ve öğrenmeye ilgi göstermemeleri, çocuğun yeni deneyimlerle baş etme becerisinin ve özgüveninin düşük olması, okulda arkadaşlarıyla ilişki kurmakta güçlük çekmesi, çocuğun yaşına uygun bilişsel, fiziksel ve duygusal olgunlukta olmaması gibi etkenlerin yanı sıra, yeni kardeşin dünyaya gelmesi, ebeveynlerin yeni boşanması, yeni okul değişikliği gibi gelişen ani yaşam değişiklikleri gibi etkenler de çocuğun okula uyum sürecinin uzamasına neden olmaktadır. Buna bağlı olarak ise çocukta, okula gitmek istememe, ebeveyninden ayrılırken yoğun kaygı yaşama, derslere karşı ilgisiz olma, okulda iken baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel belirtiler gösterme şeklinde yakınmalar gelişebilmektedir.” diye konuştu.


Devamını Oku

“YÜN” NE BÜYÜK NİMETMİŞ MEĞER




Koyun, deve, keçi tüyleri YÜN ismini alır.
Hakiki yün koyun yünüdür.
Koyun derken de dişi davar anlaşılır. Koç, yani erkek koyun yünü ile dişi arasında fark vardır.
Dişi koyun yününde olan maddî ve mânevî hassalar diğer yünlerde yoktur.
Koyunların üzerine güneş doğmaz.
Namaz vakti uyanırlar.
Koyun beslemek büyük mânevî bir uğurdur.
Bereketdir… Rızkın bollaşmasını mucip olur.

FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ

1) Koyun yünü sinyal ve radyasyon emicidir.

Evimizde yoğun kullandığımız, cep telefonu, modem, kumanda gibi elektronik cihazların yaydığı radyasyonu emerek vücudumuza zarar vermesine mani olur yün. Bunun için bilhassa yorgan, yastık ve döşeğimizin koyun yününden olmasına itina göstermeliyiz. Çünkü uyuduğumuz zaman boyunca, cep telefonu ve internet cihazları devamlı sinyal alır verir ve radyasyon üretir. Vücudumuz ve bilhassa da beynimiz bu radyasyondan ciddi zarar görür. Eğer uyku setimiz koyun yününden yapılmış ürünlerden oluşuyorsa bu zarar en aza iner.

2) Koyun yünü dinlendiricidir ve rahat uyku sağlar.

Koyun yününden yapılmış yorgan, yastık ve döşekle uyursanız, sabaha dinlenmiş olarak kalkarsınız. Çünkü koyun yünü, vücutta biriken statik negatif enerjiyi alır. Böylece bedenimizde oluşan yorgunluk ve rehavet üzerimizden kalkmış olur.
Aslında gün boyunca koyun yününün dinlendirici etkisinden faydalanabiliriz. Bunun için evlerimizde, iş yerlerimizde, arabalarımızda koyun yününden yapılmış minderler ve postları kullanabiliriz. Koltuğumuzun, kanepemizin üzerine sererek üstüne oturmamız son derece faydalı olacaktır. Bilhassa yerinde uzun süre oturanlar için bu çok faydalı olacaktır. Ofis çalışanları, işi masada olanlar, uzun yol şöförleri bu hususa dikkat etmeliler.

3) Koyun yünü ısıyı dengeleyicidir.

Soğuğu geçirmez. Koyun yününden yapılan ürünler yazın serin, kışın sıcak tutma hususiyetine sahiptir. Çoğumuz yazın sıcaktan dolayı üzerimize yorgan örtmeden uyumaya çalışır. Ancak yorganımız koyun yünündense rahatlıkla üzerimize örtüp uyuyabiliriz. Çünkü yün nefes alıp verme hususiyetine sahiptir. Isıyı tutmaz.

4) Koyun yünü; yağmuru ve suyu çekmez. Dolayısıyla kolay ıslanmaz, ama ortamdaki fazla nemi emer ve rutubet oranını tabii bir şekilde düzenler.

5) Yün yanmaz. Ateşe, aleve karşı dirençli ve dayanıklıdır.

6) Alerjik değildir ve alerjik ortamların oluşmasına fırsat vermez.

7) Koyun yünü uzun ömürlüdür.

😎 Yün terletmez, teri emer, ter yapmaz.

9) Ağrıları alır. Bir çok romatizma ağrılarına iyi gelir.

10) Bit, pire, karınca, akrep, yılan ve bir çok haşarat yüne yanaşamaz.

11) Yüne cinniler yanaşmazlar.

12) Yün elektriği ref eder. Yünden elektrik cereyanı geçmez, yalıtkandır. Çobanlar kepenek içinde yağmurdan, doludan, kardan, her türlü soğuktan müteessir olmadıkları gibi kepenek içinde iken yıldırım isabet etmez.

13) Birçok mikroplar ve hastalık mikropları yünden kaçarlar. Yalnız yün lifleri içinde “güve” mevcuttur. Dışarıdan gelme değildir. Güveyi yok etmek imkânsızdır. Faaliyete geçmemesi için bir petrol mahsulü olan NAFTALİN kullanmak lazımdır. Naftalin kokusunda faaliyet yapamazlar. Umumiyetle sıcak mevsimlerde faaliyete geçerler, soğukta faaliyetleri durur.

NETİCE
Yün çorap, fânile, gömlek giymeli, yün eldiven takmalı…
Yün kuşak muhakkak kullanılmalı.
Kış yaz saf yün kazak.
Saf yün battaniye kullanılmalı…
Yünden başkasına iltifat edilmemeli.
Sağlığınız, sıhhatiniz için pek lâzımdır.
Ruhî ve mânevî hayatımız için de elzemdir.

Sağlıklı, hayırlı uzun ömür dileklerimizle…

***
Alıntı

#bilgili__anne #sağlık #yün #yorgan #tb #tbt 
Devamını Oku

KADIN AKLI KÜÇÜMSENEMEZ


Akıllı erkek kadını küçümsemez

Hiçbir erkek; kadını küçümseyebilecek zekaya sahip değildir.
Zaten fazla bir zekası olsa kadını küçümsemez...
Erkeğin kadını küçümseyebilmesi için şunu söyleyeyim ondan zeki olması lazım, kuvvetli değil...
Her erkek bir anneden doğar, daha dünyaya gözlerini açmadan zeka genini anneden alır, ve o anne erkek çocuğunu yetiştirirken de kendi zekasıyla yetiştirir eğitir.
Kadın kendinde olmayanı verebilir mi çocuğuna?
Bir yeni doğan bebek düşünün işlenmemiş bir hamur gibidir.Anne onu kendi aklıyla yoğurur ve şekillendirir.
"ERKEK KADINDAN ZEKİ DEĞİLDİR, SADECE KUVVETLİDİR..."
İş de olgunlaşmamış erkek aklı bunu karıştırıyor...
Kadın küçümsenmez...
Kadın küçümsenemez...
Erkek kadından kuvvetli olduğu için kadını küçümseyecek cürreti kendinde bulabiliyor, bu da aklının tam olgunlaşmamış olduğunu gösterir...
Erkek kadından daha kuvvetlidir ama kudretli değildir...Acılara dayanma acısından kadınlar erkeklere göre daha kudretli ve daha sabırlıdır...
Bir anne çocuğunu büyütürken gösterdiği sabır, özveri, empati, emek ve fedakarlık kadının zekasının en büyük göstergesidir...
O yüzden bir erkek kadın aklını asla küçümseyemez...
Bir de bazı erkekler hani diyorlar ya; -"saçı uzun aklı kısa" diye en çok da buna gülüyorum...
Kadının aklını saçıyla bir tutan erkek zekasına...
Çoğu erkeğin aklı şunu almıyo kadının hem akıllı, hemde zeki oluşunu kabullenmek istemiyorlar...
Gerçekde olan ise kadınlar akıllı, hem de güzel olabiliyorlar...
Bu da yaratılışın mucizesi yani...
Devamını Oku

ÇOCUKLARA NEŞELİ SORULAR


Çocuklara neşeli sorulabilecek  sorularular nelerdir
?
1- Sence kaç yaşına gelince büyük sayılacaksın? 
Neden?
2-Sence bizim ailemiz özel mi?
Neden?
3-Evdeki bir kuralı değiştirebilseydin neyi değiştirirdin? 
Neden?
4-Sence sen iyi bir arkadaş mısın?
Neden?
5-Sence çocuk olmak zor mu?
Neden?
6-Dünyada herkesin uyması gereken bir kural koysaydın hangi kuralı koyardın?

@bilgili__anne
Neden?
7-Arkadaşlarına bir şey öğretmen gerekseydi neyi öğretirdin?
Neden?
8-Bu gün sınıfta kahkaha attınız mı?
Neye güldünüz?
9-Bu gün sınıfda biri üzüldü mü? 
Neye üzüldü?

Devamını Oku

ÇOCUĞUN 3. EBEVEYNİ ANNE - BABA İLİŞKİSİDİR


Çocuk yapmak



Çocuk Yapmak Evliliği Kurtarır Mı?
Eşler arasında çözümlenemeyen sorunları çocuk yaparak çözüleceğine inanmak tabi ki de yanlıştır.
Aşağıda maddeler halinde ayrıntılı açıklayacağım gibi"yıpranan bir evliliği çocuk yapmak kurtaramaz , sorunu büyütür,zamanı uzatır o kadar.
Önce eşler kendi aralarında uyumu yakalamalıdır.Daha sonra çocuk yapmayı düşünmelidirler.Ancak o zaman çocuk o mutlu evliliğin meyvesi olur, mutsuz bir evliliğin kurtarıcısı olmaz, zaten kurtaramazda...
Doğan çocuk ve eşler daha fazla yara alırlar...
Sırasıyla açıklayayım size isterseniz.
  • İyi eş olmadan iyi anne-baba olunmaz.Çünkü çocuğun 3. ebeveyni anne-babanın ilişkisidir.
  • -"Kavga ediyoruz ama çocuklarımıza çaktırmıyoruz " sözünün gerçekliği yoktur.Çocuk her şeyi hisseder.Siz onun hissettiğini hissedemezsiniz sadece.
  • Eşinizle yaşadıklarınızı çocuğunuzla paylaşmayın.Onları ne hakem, ne de hakim yapın. Onlar, olumsuz yaşantıları dinledikçe evliliğe olan inançlarını kaybederler.
  • Çocuk için eşine katlandığını söyleyen biri, çocuğunda suçluluk ve bağımlılık yaratır.Oysa giderilmesi kendisiyle ilgilidir.
  • Boşanma sonrası çocuk-ebeveyn ilişkisi, boşanma nedeni ve sürecinin dışında olmalıdır. Çocuk taraflar arası intikam alma aracı olmamalıdır.
  • Salt çocuk için evlenen çocuk için değil, kendisi için evlenmiştir. 
  • Salt çocuk için evlenen, yarın o çocuğun psikolojisini korumak içinde boşanmak zorunda kalır.
  • Anlaşamayan çiftler, çocuk doğurarak anlaşır hale gelmez.Çocuk, anlaşamayan çiftlere anlaşamayacak bir konular üretir.
  • Mutsuz evlilik, çocukla düzelmez.Sadece uzatmalar için bir gerekçe olur... 

Yani yukarıda da anlatıldığı gibi bir çocuk evliliği düzene koymaz.Anlaşamıyorsanız eşinizle çocuk yapmayın.Bir süre bekleyin eşinizden uyum içinde olduğunuz zaman çocuğu düşünün lütfen...

@pskahmetdag
@bilgili__anne
#bilgili__anne

Devamını Oku

Terbiye, Hoşgörü ve İnsanlığın Notu Yok Diploma da


Kişinin diplaması olması demek; iyi insan olduğunu göstermez, iyi bir ezberinin olduğunu, okulda başarılı olduğunun gösterir.Ama onu "iyi insan yapmaz"...

Eşinizi seçerken  diplomasına bakıyorsanız yine yanılırsınız, diploması var diye kadına değer veriyordur  mantığıda yanlıştır...

Her diplomalı, kıdem, mevki sahibi de ailesine iyi bakar mantığı da yanlıştır.
Diploması yüzünden iyi kazanıyor olabilir ama kişilik gelişimi yani sorumluluk sahibi değilse; evinin ihtiyacına duyarsız olabilir...



Şöyle de düşünebilirsiniz eşim okumuş eğitim almış iler de  güzel sohbetlerim olacak diye de bakmayın olaya, insan eşine ailesine değer vermiyorsa güzel ve kaliteli  sohbetlerinde olmaz...

Bazı insanlar okumuş ve diploma sahibi olmuş olabilir ama " insani değerleri " gelişmemiş olabiliyor...

Vee  sonuç da kimin daha cahil olduğunu akıl değil, sergilediği hoşgörü, terbiye ve insanlık belirler...

Bu terbiye, hoşgörü ve insanlığın notu yok diploma da...

Bir insanın diplomayı hak edip etmediği insanların içine çıktığı zaman anlaşılır...

Bir diplomayı almak bir şey değildir, hak edip etmediği önemlidir...

-Diplomanın yanına sevgi, terbiye, ahlak ve hoşgörüyü koyarsanız diplomanız daha " değerli olur...
.
.
.
@bilgili__anne 

Devamını Oku

Çocukluğu Çalınmış Çocuklar



Onlar çalışan çocuk değillerdir aslında; çalışmaya zorlanmış, çalışmak zorunda bırakılmış,  masum  birer koca yürekli yetimlerdir.

Yetim dediysem gerçek yetim değil; muhakkak bir yetişkinleri vardır sözde  onlara sahiplik yapan... Dünyanın ağır yükünü omuzlarına alıp kaldırmaya çalışan çocuklar...
Hayalleri, umutları, hevesleri uçup giderken hüzünle arkasından bakan çocuklar... Çalışırken ara ara uzaklara bakan, dalıp giden çocuklar... Bu çocuklar büyüdüklerinde bile çocuk kalırlar.Çünkü; çocukluğunu çocukluğunda yaşayamamış hayatları hep hüzünlü geçer.

Kaç yaşına gelirlerse gelsinler top oynayan, bisiklet süren, ip atlayan çocuk görseler dalıp çocukluklarına giderler hüzünle ve düşünceyle...
Kimse anlamaz niye iç çektiğini,  düşündüğünü o kaybolan, yitip giden çocukluğunun yasını tutar ölene kadar .... Yara izi gibi hep yüreklerinde acı olarak kalır...
.
-Böyle çalışan çocuklar gördüğümde hep içim sızlar...
Keşke diyebilsem ; toplanın siz oynayın, yaşayın çocukluğunuzu ben çalışayım sizin yerinize... 
.
.
.
@bilgili__anne #çocukluk #çalışançocuk #eğitim #çocukgelişimi 


Devamını Oku

Kızınızı evlendirirken anahtar hediye edin



Kızlarınızı tek bırakmayın evlenseler bile tek bırakmayın...

Baba ocağı diye bir şey her zaman var olsun, bilsinler ki oradaki yerleri hiç bozulmadan duruyor.
Mümkünse evlendikleri zaman bile baba evindeki odasını yatağını bozmayın...
Sırtları sağlam olsun, bir erkeğe değil, ailesine sürekli sırtını dayasın...
"-Siz böyle olursanız onurlu, gururlu kızlarınız olur..."
Bir çok kadın ve kızımız eşi tarafından ezilip onuru ve gururu kırılarak koca evinde kalmak zorunda kalıyor.
Bu işkenceyi bazıları ailelerine bile söyleyemiyor sesizce hergün için için ağlıyor, kimileri bu onursuzluğa ve gurursuzluğa dayanamayıp intahar ediyor, sesiz sedasız bu dünyadan kayıp gidiyor...
Aile ne kadar ilgisiz ve sevgisizse eşide o kadar ilgisiz ve sevgisiz davranıyor malesef ...
"-Nasıl olsa kendi ailesi bile değer vermiyor " diye düşünüyor kocasıda...
Siz ne kadar kızlarınıza değer verirseniz, o kadar değerleniyor ve seviliyor...
"-Kız çocuklarınızı tek bırakmayın çeyizlerine baba ocağının anahtarını da hediye edin."
Yanına bir de altın verin...
Kötü gününde ailesine gelebilmesi için...
Öyle bir güven verin ki başı dara düştüğünde ilk aklına ailesi gelsin nacar ve çaresiz hissetmesin kendisini...
.

.
@bilgili__anne


Devamını Oku

OYUNCAK SEPETİ YERİNE OYUNCAK RAFI KULLANMANIN FAYDASI



Sizler çocuklarınızın oyuncağını nerede muhafaza ediyorsun
arkadaşlar yorumlarınızı alayım

Oyuncak sepeti yerine oyuncak rafı kullanmanın çocuk gelişimine büyük katkıları varmış.

Dikkat konsantrasyon, düzen, problem çözme,özgüven ve kendi kendine yetebilme gibi konularda olumlu katkı sağlıyor

Küçük ama önemli bir detay

İtiraf ediyorum
(Ben şimdiye kadar kapalı oyuncak kutularında muhafaza ediyordum.)
Bende yeni öğrendim

Okudukça, öğrendikçe, araştırdıkça, bilgilendikçe sizleri de bilgilendiriyorum.


İnsan her zaman kendini güncellemeli

Her ne kadar bilgili anne olsam da benimde bilmediğim bir çok konu var

Evet şimdi sizlerin yorumlarını da alayım...

ÇOCUKLARINIZIN OYUNCAKLARINI SEPETE Mİ, RAFAMI KOYUYORSUNUZ???
Benim gibi kaç anne var ???

@bilgili__anne
#bilgili__anne
Devamını Oku

EVİNİ OTEL, RESTORAN GİBİ KULLANAN ERKEKLER



Evlilikde erkeğin yaptığı hatalar nelerdir?

Kendisini iş başarısına odaklamış bir kişi evlendiğinde eşine zaman ayırma ve ilgilenme gibi “gerçek dünya” ile karşılaştığında zihinsel bir pişmanlık hissedebilir.

Eğer erkek bencilse sorun başlayacaktır.

Evine zaman ayırmama gerekçesi olarak şöyle der “Ben zaten sizin için çalışıyorum, ekmek kavgası başka çarem yok“. Kısa da olsa kaliteli bir beraberliği, hem iş hem ev başarısını beraber götürebileceğini düşünmezse fırtınalar başlayacaktır.

Diplomalı Hizmetçilik mi?

Evini otel ve restoran gibi kullanan bir erkek eve geldiğinde “Nasılsın?” demeyi ihmal edecektir.

Sevgi dolu bir bakışı, bir tebessümü esirgeyecektir.

Bütün gün çocuklarla, mutfakla uğraşmış bir kadın kendisine değer verilmediğini hissettiği an evliliği sorgulaması doğal bir hakkıdır.

Evlilik danışmanına gelen bir danışana eşi ile ilgili bilgiler sorarız; kişisel geçmişi, zevkleri, nefret ettiği şeyler…

Bu bilgileri alırken eşinin göz rengini bilmeyen erkeklere rastlamak mümkündür.

İyi baba, iyi iş adamı olmak yetmiyor, iyi bir koca da olmak gerekiyor. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

@bilgili__anne


#bilgili__anne
#çocuk #aile #eğitimi #çocukgelişimi #insanpsikolojisi #evlilik #boşanma



Devamını Oku